AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, katıldığı canlı yayın programında gündeme ait değerlendirmelerde bulunarak soruları yanıtladı.

Kurtulmuş, açıklamalarında şunları kaydetti;

(Seçim beyannamesi) Bizim şöyle bir avantajımız var. Biz klasik olarak seçim bittikten sonra sonraki gün seçim çalışmalarına başlayan bir partiyiz. Yani parti teşkilatlarımız daima her vakit hazır. Yarın seçim olacakmış üzere hazır. Bu süreçte de 2021 yılının ekim ayından beri biz parti içinde bir gurupla birlikte bir strateji heyeti çalışıyor ve son 5-6 aydır da bir beyanname hazırlama heyeti çalışıyor. Bunların sonucu olarak ‘480 sayfalık neler yaptık, neler yapacağız’ özetle önümüzdeki periyotta yapılacakların milletimize anlatılması. Yani hem fikri manada, siyasi manada hem teşkilat çalışmaları manasında çok ağır bir çalışma periyodunu geride bıraktık. Aday tespitleri sırasında da olağanüstü önemli bir titizlikle aday tespitleri yapıldı.

Evvelsi akşam Sayın Cumhurbaşkanımız adaylarla birlikte depremzedelerle birlikte bir iftar yaptı. İftardan sonra herkes vilayetlerine dağıldı. Arkadaşlarımız çabucak bugün birçok vilayette haberlerini aldık aday tanıtım toplantıları yapıldı. Coşkulu iştirakler oldu. Biz şunu biliyoruz siyaset alanda yapılır. Klavye başında, masa başında ya da bir grup kapalı kapılar gerisinde siyaset yapılmaz. Onun için biz yüz yüze temasları siyasi fikriyatımızın da merkezine almış olan bir partiyiz. Yani hepsinden iyicesi bir gönle girmektir. Bu büyük değişi hiç bir vakit unutmayız. Halkın tek tek seçmenin gönlüne girebilmektir. Bu da yalnızca siyasal telaffuzla olabilecek bir lisan değildir. Onun acısında, sevincinde, güzel gününde, makûs gününde her vakit yanında olabilmektir. Çarşısında, pazarında, yasında, halayında içinde olabilmektir. Bunu başarmış olan bir siyasi takımız. Arkadaşlarımız artık aslında çok az kaldı bir ay bir müddet kaldı. Bu müddet içerisinde bütün gücüyle, bütün teşkilat mensuplarımız, adaylarımız, bizim bütün yakın etrafımız bu saha çalışmalarına devam edeceğiz. Alanda var olmayanın sandıkta var olması mümkün değildir.

Sahada var olmuş bir siyasi partiyiz ve inşallah Türkiye’nin en ücra köşesine kadar arkadaşlarımız daha evvelki periyotlarda olduğu üzere bu devirde de gidecektir. Sandık gününde sandıklara sahip çıkmak, evvel Türkiye’de demokratik standardı çok yüksek bir seçimi daima birlikte gerçekleştirmek… Bunun en başta gelen özelliği de iştirakin yüksek olmasıdır. Zati bizim halkımız Türkiye demokrasisinin en hoş tarafı odur. Çok yüksek iştirake sahibiz. Genel seçimlerde ve mahallî seçimlerde de. İnşallah çok yüksek iştirakli bir seçim olur. Bunun için milletimizin sandığa gitmesini teşvik etmek durumundayız. Sandık günü de alandaki bu çalışmaları tamamladıktan sonra kampanya müddetinde sandıklara sahip çıkacağız ve 14 Mayıs akşamı sandıklar açıldığında Türkiye Yüzyılının kapısını bu millet sonuna kadar açmış olacaktır. Cumhurbaşkanımızı yine Cumhurbaşkanı seçerek, AK Parti’yi de açık orta Meclis’te birinci parti yaparak, Cumhur İttifakı’nı da parlamentonun çoğunluğunu sağlamış bir vaziyette Meclis’e göndererek seçim noktalanacaktır.

Bu beyanname hakikatten benim başkanlığımda çok uzun bir müddettir devam etti. Arkadaşlarımız her birisi büyük bir titizlikle misyonlarını, ödevlerini yerine getirdiler. Bu kısımları koordine eden bir kısmı eski Bakan arkadaşlarımız olmak üzere çok nitelikli bir grup çalıştı. Çok titiz bir formda çalıştı. Sonunda Türkiye’nin bundan sonraki süreçte önümüzdeki 5 yılda muhtaçlığı olan temel mevzular nelerdir bunlar tespit edildi. Bunlarla ilgili neler yaptık şimdiye kadar bunlar tek tek izah edildi. Eksik olan neler yapmamız gerekiyorsa onlar vatandaşımıza kelam olarak, vaat olarak verilmiş oldu. En başlangıçta 5 ana başlıkta çalışmalara başlamıştık. Ne yazık ki, 6 Şubat zelzelesiyle birlikte Türkiye’nin önceliği hiç elbet sarsıntı sonrasındaki bu felaketin nasıl ortadan sonuçlarının kaldırılacağı, kentlerimizin nasıl tekrar imar edileceği, vatandaşlarımızın hem iş yerlerine hem konutlarına nasıl kavuşacağı ve hayatın zelzele bölgelerinde olağana nasıl döneceği.

Bununla ilgili kısmı Afetlere Dirençli Kentler başlığı altında bir kısım olarak koymuş olduk. Bir öbür kısım Sağlam Toplumsal Yapı. Bir öbür başlık İstikrarlı ve Güçlü İktisat. Bir başka başlık Türkiye Ekseni yani dış siyasette biz yeni bir devirde madem Türkiye Yüzyılı diyoruz orada Türkiye kendi eksenini nasıl inşa edecek bunları anlatıyoruz. Bir öteki kısım Adalet İnsan Hak ve Hürriyetleri Demokrasi kısmı. Orada da yeni tekliflerimizi vatandaşımıza yapıyoruz ve son olarak da Güvenlik İçerisinde Huzurlu bir Türkiye Geleceği. Bu 6 kısımda bu türlü tabiri caizse nakış üzere işleyerek daima birlikte ortaya bir sonuç çıkmış oldu. Bizim tabi öbür partilerden şöyle bir farkımız var; Biz yapacağız derken aslında yaptıklarımızı referansı ile konuşuyoruz. Bütün geçmiş devir seçim beyannamelerini de gözden geçirdim. Şunu gördük ki, bunu iftiharla söyleyebiliriz, geçmiş periyot seçim beyannamelerinde vaat edilmiş şeylerin çabucak hemen tamamı gerçekleşmiştir.

Yani o vakitte buna misal kitaplar ortaya konulmuş. Şunları yapacağız, bunları yapacağız denmiş hepsi yapılmış neredeyse. Yapılamayan eksik kalan konular var. Dolayısı ile bunları da giderebilmemiz lazım. Biz bu manada yaptıklarımızı referansı ile yapacaklarımızı ortaya koyuyoruz. Birlikte başaracağız diyoruz. Bunun için de bu kısımların her birisinde gençlere, bayanlara, yaşlılara, iş dünyasına, çalışma hayatına dediğim üzere dış siyaset ile ilgili bahislerde daima somut bir grup tekliflerde ve perspektifi ortaya koyarak bu tekliflerde bulunduk. Örnek olsun diye söylüyorum, mesela Demokrasi İnsan Hakları Hürriyetleri ve Adalet kısmında diyoruz ki; Vatandaşın belirli sayıda imza toplayarak kanun teklifi verebilme hakkı olsun. Bu Türkiye’de ihtilal niteliğinde bir konudur.

Türkiye’ye yeni bir anayasa yapmak halkımıza karşı bir kelamımız, ahdimizdir. Şimdi yapamadığımız çok anayasa değişiklikleri yapmış olmakla birlikte, hala 12 Eylül ihtilalinin ruhunu taşıyan bir anayasaya Türkiye’nin sahip olması Türkiye için hakikatten kabul edilebilir bir durum değildir. Somut şeyler söylüyoruz. Mesela, isimli kolluğun tekrar kurulabilmesini söylüyoruz. Diyelim ki, dış siyaset ile ilgili hususta Türkiye’nin diplomasi akademisi manasına gelecek bir milletlerarası niteliği çok yüksek bir diplomasi ve milletlerarası ilgiler üniversitesinin kurulmasını teklif ediyoruz. Türkiye’nin muhakkak halkalarla evvel yakın etrafı sonra kıtalar ortasındaki Türkiye’nin tesirinin yayılması ve milletlerarası sistemde nizam tayin eden, nizam belirleyen bir ülke olması perspektifini gündeme getiriyoruz.

Dönün içeride iktisat ile ilgili alanda kıymetli tespitler, enflasyonun nasıl düşürüleceği, tarımdaki muvaffakiyetlerin nasıl ortaya konulacağı. Diyoruz ki, önümüzdeki 5 yıl içinde her yıl 1,2 milyon yeni istihdam oluşturacağız. Yani 6 milyon yeni istihdamı Türkiye bu periyotta kazanmak durumunda ki yüzde 5,5’luk bir büyüme ile Türkiye’yi bu ileriye yanlışsız götürsün. Türkiye’de enflasyonu tek haneli sayılara indirme maksadını ortaya koyuyoruz. Tabi çok çarpıcı bir örnek olarak da söylediğimiz Aile Kalkanı Projesi. Burada şunu kastediyoruz, Türkiye’de bizim en sağlam yapımız Allah’a çok şükür aile yapımızdır. Ancak ailenin bilhassa alım gücünün muhakkak düzeylerde olmasını temin edebilmek için mesela bir Dijital Aile ve Gençlik Bankası kuralım. Bu bankanın da gelirleri Karadeniz ve Akdeniz’de bulduğumuz ve bulacağımız petrol ve doğal gaz gelirlerinin belirli yüzdesi olsun. Diyelim ki her ailenin şu anda diyelim taban fiyat düzeyi kadar bir noktada bundan daha az geliri olan aileler varsa bu ailelerin bu gelire ulaşması için devlet takviye versin. Buna da Aile Bazlı Vatandaşlık Maaşı demek mümkün. Bu çok kıymetli bir yeniliktir. AK Parti iktidarları sırasında ailenin desteklenmesi maddi olarak desteklenmesi bakımından çok sayıda toplumsal yardımlar veriyoruz. Tahminen bunu bu türlü tek bir kanalda toplayarak bir aile gelirini desteklemiş oluruz.

İnşallah önümüzdeki periyotta her ailenin en az bir istihdama kavuşmasını temin edeceğiz. Yeniden bu dijital banka üzerinden bu birebir vakitte büyük bir fon idaresi demektir. O banka üzerinde evlenecek gençlerimize, yuva kuracak gençlerimize 2 yılı ödemesiz 5 sene faizsiz bir kredi verelim. Gençler burada kendi işlerini yapabilsinler, kendi meskenlerini kurabilsinler. Tıpkı formda tarımda gelişmeyi sağlamak için ziraî teşebbüs bölgeleri kuralım. Yani nitelikli bir OSB halinde. Buralarda ziraî alanda üretime başlayacak gençlerimize de tekrar bu fon vasıtasıyla onlara takviye verelim. Bunların üretime katkısını temin edelim. Yeniden Cumhurbaşkanımız toplantıda açıkladı üniversite gençlerimizin birinci cep telefonları ve bilgisayarlarının da vergisiz bir biçimde gençlere verilmesi üzere son derece somut teklifler burada yapılmıştır. İnşallah bunların da Allah nasip eder 2028 gelirse geldiğinde o vakit onları da söyleyeceğiz. Nasıl şu rahatlıkla konuşuyoruz geçmiş periyottaki seçim beyannamelerimizde vaat ettiğimiz konuların büyük bir çoğunluğu nasıl gerçekleştiyse inşallah 2023 seçim beyannamesindeki konular da gerçekleşecektir.

Türkiye şöyle bir baktığınız vakit kapatılan siyasi partiler mezarlığı üzere. Yani şimdiye kadar çok sayıda parti kapatıldı. İktidar partisi olan partiler kapatıldı. Örneğin Refah Partisi iktidar partisi olmasına karşın kapatıldı. Ana Muhalefet partisi olan partiler kapatıldı. İşte Fazilet Partisi bir Ana Muhalefet partisi olarak kapatıldı. Onlarca parti çeşitli münasebetlerle kapatıldı. Bu partilerin kapatılmış olması o partilerin temsil ettiği sosyolojinin yok olduğu manasına gelmiyor. Bu bir halde devam ediyor. Burada bizim teklifimiz şu; Evet birtakım partiler devletin birliği, bütünlüğü, beraberliği, ülkenin parçalanamaz bütünlüğü bunlara karşı bir hareketlilik içindelerse tabi ki Anayasa Mahkemesi’nin karar verme yolu açıktır. Lakin Anayasa Mahkemesi bir karar verdikten sonra, vermeden evvel de ve kararını verdikten sonra da bir parti hakkındaki kapatılma sıkıntısı motamot evvelce vardı artık kaldırıldı idamın kararını mahkeme verir, ancak infaz yetkisi Meclis’teydi. Yani Meclis onaylamadan infaz edilmezdi. Onun üzere Anayasa Mahkemesi bu kararı verdikten sonra rastgele bir partinin kapatılma kararını veriyorsa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde siyasetin merkezi olarak bunu onaylayıp onaylamamakta bir en son merci olsun. Bu türlü bir çalışmayı da gündeme getiriyoruz. Anayasa çalışmalarının içerisinde bunlar da düşünülebilir. Tabi bunlar fikirlerdir nihayetinde tartışılacaktır. Bunlara karar verecek olan da TBMM’dir.

Beş yıl içerisinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ana çizgileriyle oturdu. Ama bunun burada işleyen, işlemeyen bir ekip yerler olduğunu daima birlikte görüyoruz. Bununla ilgili çalışmalar yapıldı. Uygulamada karşılaştığımız meselelerin neredeyse yüzde 90’ından fazlası uygulamadan kaynaklanıyor. Yani bir yasal değişikliğe yahut anayasal değişikliğe gereksinimimiz yok. Burada bir kadro uygulamaları uygunlaştırmak ve bu sistemi daha aktif hale getirebiliriz. Bunun en başında gördüğümüz konu yürütme ile yasama ortasındaki bağların yine tanzim edilmesidir. Yani bu sistemin gereği Cumhurbaşkanlığı Sistemi gereği parlamentoda olan rastgele bir milletvekili bakan olmadığı için fiilen parlamento ile bakanlar ortasında yürütme ortasında bir eş güdüm eksikliği ortaya çıkabilir. Bakanların da yeniden anayasa gereği yeni sistemde parlamentoya gitme zaruriliği yok. Şu getirilebilir, komitelere bakanların daha sık gelmesi, bilgi vermesi, kendi bakanlıkları ile ilgili hususlar kurullarda görüşülürken onu bakanların taktim etmesi. O müzakerelere katılması, Meclis’teki başka milletvekili arkadaşların da fikirlerinden istifade etmesi herhalde bu yürütme yasama ortasındaki sıkıntıyı daha yakın hale getirecektir. Çok daha yakın bir dirsek teması oluşacaktır. Bunun da Türkiye’deki yasama faaliyetlerinin kalitesini de artıracağı kanaatindeyiz.

Yine geçtiğimiz periyotta fiilen yaptığımız bir konu oldu, değişiklik oldu. Rastgele bir yasa, yönetmelik değiştirmenize de gerek yok. Bakan arkadaşlarımız Meclis’te nöbetçi bakanlar olarak geldiler. Diyelim ki her bakana 15 günde bir sıra geldi. Bunun şu yararını gördük. Hem bakan arkadaşlarımız Meclis çalışmalarını daha yakından takip etti hem de orada milletvekili arkadaşlar bakanlara gelip kendi vilayetleri ile ilgili gördükleri talepleri, eksiklikleri teklifleri bakanlarla birebir paylaştılar. Bunun bakanlıkların çalışmasına çok büyük katkı sağladığını gördük. Bunun üzere bir kadro düzenlemeler Cumhurbaşkanlığı Sistemi içerisinde yapılabilir. Eski sistemde bir müsteşar vardı artık kalktı. Bakanlıklardaki bürokrasiyi düzenleyen en üst seviyedeki memur artık bakan yardımcıları var. Tahminen bakan yardımcılarından birisi bu misyonla tekrar bakan yardımcısı sıfatı olarak tanımlanarak fiilen o işi sürdürebilir. Bu çeşit dokunuşlarla zati aktifliği, verimliliği, hızı tartışmasız olan bu sistemin daha verimli hale getirilebilmesi için uğraş edilebilir. Demokrasilerde temel olan TBMM’dir. Yani Meclis’in milletin oyları ile seçilmiş olan gurubun bütün bu yürütme faaliyetlerinden çok daha yakın bilgilendirilmesi, orada güçlü bir Meclis ve kaliteli bir yasama sürecinin oluşabilmesi için yürütme ile yasama ortasındaki bu alakanın çok daha kesin çok daha net, çok daha yakın olmasının yararlı olacağı kanaatindeyiz.