Bakan Akar TCG Anadolu’da Yeni Şafak’ın sorularını yanıtladı: Cin şişeden çıktı

Yedi iklim, üç kıtaya istikrarı, barışı, huzuru getirmiş atalarımızdan ilham alıyoruz. Şu anda Türkiye’nin Asya’da, Afrika’da çok önemli bir tesiri, işleri, projeleri var.

Yapacağımız şey pek kolay, terörü kaynağında yok etmek. Artık teröristler Irak’ın kuzeyine gittiler. Operasyon bitti, o denli bir şey yok. Terörist neredeyse maksadımız orası ve tek gayemiz teröristler. Bazen alçaklar bizim teröristle yaptığımız çabayı güya etnik, dini, mezhepsel kümelere karşı yapılıyormuş üzere göstermeye çalışıyorlar. Bizim inancımız, tarihimiz, kültürümüz, bedeller sistemimiz insanların etnik, dini, mezhepsel rengi ile uğraşmayı men eder. Kürtler bizim kardeşimizdir. Asırlarca biz bir arada yaşadık. Ekmeğimizi, suyumuzu paylaştık. Bu Cumhuriyet’i bir arada kurduk ve şehitliklerde de birlikte yatıyoruz.

Cumhuriyet tarihimizin sahiden en faal denetim önlemleri ile hudutlarımız denetim altında. Orada yaptığımız alt yapı var. Modüler duvarlar var ve bunların üzerine tel örgü çekiyoruz. Ondan sonra hendekler var. Dört metre derinlikte, dört metre genişliğinde ve onun üzerine tel üstüvaneler var geçişi zorlaştırmak için. Ve bunların hepsi gece-gündüz nezaret altında. Orada birtakım sensörler var. O sensörlerle kedi, köpek dahi geçtiğinde bizim karakolun haberi olur. Bütün yollar yapıldı. Hudutlarda evvelden yol yoktu. Her tarafta yol var. Bunlar, bu sistemler ile gözetleniyor, görülüyor ve görülen yerlere de hızla zırhlı araçlarla İHA’larla SİHA’larla müdahale ediliyor. Hiçbir taviz yok. ‘Böyle geliş oldu geçiş oldu’ bunlar katiyen gerçekleri yansıtmıyor. Bunu herkesin görmesi lazım, herkesin bilmesi lazım. Bu bir iftiradır. Bu gerçeklere dayanmıyor. Bu Mehmetçiğin emeğine saygısızlıktır.

Tabii bunları yaparken bir de denizlerimiz ve semalarımız, memleketler arası vazifelerimiz, tatbikatlarımız ve etkin-yoğun diplomatik temaslarımız var. Tahıl konusunda olduğu üzere. Gerçekten Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hem bölge hem de dünya barışına çok değerli katkılar sağlandı.

Diğer taraftan İMECE uydusu… İMECE artık uzaydan yumurtayı görüyor. Bizim artık bu türlü bir imkânımız var. Bu türlü bir platformumuz var çok şükür. İster TCG ANADOLU olsun ister İMECE olsun. Bunlar yalnızca savaş niyetli değil, sefer niyetli değil. Barış vaktinde da vazifeleri olacak. TCG Anadolu’nun barış vaktinde da sıhhat hizmeti vermek, nakliye yapmak, insani yardım üzere çok değerli işlevleri var.

Uydular da o denli, yalnızca askerî ve istihbari manada değil. Bunun birçok barışçıl gayeyle yapacağı çalışmalar var. Bu bakımdan bunlar gücümüze güç kattılar. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Unutmayın ki, bizim çok kısa bir müddet öncesine kadar piyade tüfeğimiz dahi yabancı patentli idi. Artık biz bütün hafif silahlarımızı yapıyoruz ve ihraç ediyoruz. Bu gemileri tasarlıyoruz, yapıyoruz ve ihraç ediyoruz. Fırtına topumuz var, benzerleri ortasında en düzgünlerden. Biz yurt dışına her toplantıya gittiğimizde ‘Bize bir İHA ver, bize bir SİHA ver.’ Lisanımızda tüy bitti. Parasını veriyoruz, ücretsiz falan değil. Yok vermediler. Artık çok şükür yaptık yapıyoruz.

Çatlasalar da patlasalar da uçağımızı da yapacağız, Kızılelma’yı da uçuracağız.

Bu başarılı çalışmalara karşı maalesef hastalıklı bir zihniyet var. Yazık. Yanlış. Sizin siyasi görüşleriniz farklı olabilir. Hükümet anlayışınız farklı olabilir. Lakin bunlar devlet işidir. Devletiniz güçleniyor. Sevinin, destekleyin. Bu yapılan silah, araç, gereç, materyal ülkemizi korumak için. Ülkemizin bekası için.

TCG ANADOLU 17-20 Nisan’da halkımızın ziyaretine açıldı. Ve artık 23 Nisan’da bir geçit merasimi yapacağız. Hem 23 Nisan hem Ramazan bayramı. Sarayburnu’ndan Karadeniz’e hakikat TCG Anadolu seyir halinde olacak. Cumhurbaşkanımızı selamlayacağız. Hava Kuvvetlerimiz de bunu destekleyecek. Ve münasebetiyle Türkiye’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücünü bir sefer daha dosta, düşmana gösterme fırsatı bulacağız. 23 Nisan saat dokuzda başlayacak, saat 12.00’de Dolmabahçe’den geçeceğiz. Tekrar dönecek, Sarayburnu’na yanaşacak, konuk kabul etmeye devam edeceğiz. Bizim bütün gemilerimiz, ulusal, dini bayramlarda halka açılıyor. Üç günde TCG ANADOLU’yu büyük küçük 52 bin vatandaşımız ziyaret etti. Pazar günü kıyının Avrupa yakasında, Asya yakasındaki bütün vatandaşlarımız seyir için davetli. Halkımızın teveccühü de bizim için büyük bir moral, motivasyon kaynağı.

Milletin tarifi çok kolay. ıstırapta ve kıvançta birlikte olan insan topluluğuna millet deniyor. Milletlerarası ortamda, kendi ülkemizde birileri bir muvaffakiyet sağladıysa bu bizim için iftihar kaynağıdır. Biz biriz, beraberiz. Buna hepimizin sahip çıkması lazım.

Terörle gayret devam ediyor. Dost, müttefik dediğimiz birtakım ülkelerin, teröristlerle olan münasebetlerini şahsen yüzlerine söylüyoruz. Rahatsızlığımızı söylüyoruz. Şayet siz ‘YPG terörist değil’ derseniz bu aklımıza hakaret. Terörist telsizinde diyor ki ‘şunu aldım, şuraya verdim, onu buradan buraya gönderdim’. Resmen tayin çıkarıyor. Hepsini anlatıyoruz kendilerine. Yanıt yok.

2013 ile 2015 ortasında bir tahlil süreci oldu. Ve bu Türk milleti, bu devlet büyük bir asaletle, büyük bir şefkatle dedi ki ‘bakın bu gittiğiniz yol yol değil, bundan vazgeçin. Ne yaptılar? Her türlü eşkıyalığı yapmaya başladılar. Katliamlara başladılar. Bu katliamlar karşısında, bu cinayetler karşısında, operasyonlar başladı.

Bu sefer DEAŞ diye başımıza bir bela çıkardılar. Bunun üzerine biz Amerikalılarla bir arada operasyon yapacaktık. Lakin vazgeçtiler. Gerisinden 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü oldu. General/amiralin yüzde 50’si gitti. Kurmay subayların yüzde 70’i gitti. Buna karşın biz bir ay sonra Allah’ın müsaadesiyle Fırat Kalkanı harekâtını yaptık. Ve göğüs göğüse çaba ederek 4.000 DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik.. Bunu anlatıyoruz. Bizim yaptığımızı yapan yok. Hepsi havadan uçakla bombayı atıyor gidiyor. Yerde kimse yok. Bunları yaptık biz.

Kilis’te mescitler yıkıldı. Reyhanlı’da beşerler yolda yürüyemez oldu. Biz yani keyfimize operasyon yapmıyoruz ki. Suriye’ye haydi düzelt diyoruz. Düzeltemiyor. Irak’a haydi sen düzelt diyoruz, düzeltemiyor. Onun için yapıldı, yapılıyor bu operasyonlar.

Terör örgütünün kelamda elebaşları, iki gece tıpkı yerde yatamıyorlar. Zira hiç kimseye güvenemiyorlar. İstihbarattan ötürü yerleri bilinirse helak olacaklarını biliyorlar. Kaygı dağları bekliyor. Bütün konuşmalarında her şey endişe alameti, her şey çöküş alameti.

‘Terörist başını, bebek katilini çıkaracağım’ diyorlar .Bunların haklarını vereceğiz diyorlar. Geri alacağız diyorlar. Bunları cesaretlendirmek değil mi bu. E o vakit pekala biz niçin savaştık? O kadar şehidi niçin verdik?

PKK hiçbir vakit Kürtlerin temsilcisi değildir. YPG hiçbir vakit Kürtlerin temsilcisi değildir. PKK, YPG’dir, YPG PKK’dır. Nasıl ki DEAŞ Müslümanların temsilcisi değil. Kazanımların korunması çok değerli.

04:17’de sarsıntı oldu. Saat 04.30 ile 05.00 ortasında bizim haberimiz oldu. Çabucak hızla Genelkurmay Lideri ile 2’nci Ordu Kumandanı ve Kuvvet Kumandanları ile ilişki kuruldu. 20 dakika bu türlü bir telefon süreci oldu. Bir de o an telefonlar meşgul oluyor, iş uzuyor bu türlü. Birinci aldığımız bilgi saat 5 itibariyle 3 şehidimiz var Hatay’da ve bir bina yıkıldı. Saat 5.10’da Sayın Cumhurbaşkanı’na arz ettik. Ben, Genelkurmay Lideri ve Kara Kuvvetleri Kumandanımız bölgeye gidiyoruz, dedik uygun buldular tamam dediler. Dört buçuktan beri devletin lideri ayakta, bakan ayakta, bakanlar ayakta, valiler ayakta.

04:17’de oldu sarsıntı. Saat 04:45’te 2’nci Ordu Kumandanı makamında. Kaç dakika geçmiş? 28 dakika. Çabucak çıkıp, koşmuş odasına. Biri terlikle biri eşofmanla, biri pijamayla çabucak dışarı fırlamışlar. İslahiye’de eşini, kızını çocuğunu çıkarmış ve yalın ayak buyruk vermişler Parıltı Dağı’na git. Adam oraya gidiyor.

Arsuz’da çoluk çocuk lojmandan çıkmış bir Binbaşı. Ayağımda pijamayla, komşularla şunları şunları yaptık diyor. Herkes işin başında. Ya bunu görmemek gerçekten ahlaksızlık.

Türkiye’ye sığınmacı geliyor filan. Arkadaşlar şöyle bir hile yapılıyor bu FETÖ iltisaklı, PKK iltisaklı hesaplardan, anonim Twitter hesaplarından. Adam utanmadan Afganistan’da, Hindistan’da, Pakistan’da bilmem nerede olan Afrika’da olan bir fotoğrafı koyuyor oraya. Bir görüntüyü koyuyor. Türkiye ile alakası yok. Ayıptır günahtır ya.

Hudutta konuşan CHP milletvekili ‘tamam ben gözümle görmesem inanmazdım’. Ancak Meclis’e gelince tam tatmin olmadım dedi.

Şuan 76 bin oldu Suriyeli kardeşimiz Suriye’ye döndü zelzeleden sonra. Oradaki istikrar sağlandığı vakit gidecekler diyoruz. Bunun da göstergesi işte 76 bin.

Yunan mevkidaşımla görüşmemiz pek olumlu, samimi ve yapan geçti. Açık açık bütün sorunları görüştük. Ve bu bahiste tahlil için iki tarafın da istekli olduğunu gördük. Önümüzdeki periyotta de inşallah bu sorunların tahlili için adımları atacağız.

Amerikan Savunma Bakanlığı, çok dürüst davrandı. Biz müracaatı yaptık, 40 uçak istiyoruz 79 da uçağa modül istiyoruz. ‘Ben destekliyorum’ dedi. O gündür bu gündür destekliyor. Artık parlamento boyutu var.

Emekli yahut da muvazzaf siyasilerden çok olumlu demeçler var. Bob Menendez’in yaptığının yanlış olduğunu, Amerikan menfaatine ters olduğunu söylüyorlar.

Güçlü Türkiye, güçlü NATO, özeti bu. Bunu bilin diyoruz. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg çok objektif bir insan. Yüzde yüz kabul ediyor. ‘Evet doğru’ diyor. Artık NATO’da bir akım var. Ya NATO ülkeleri silahlanmaya daha fazla para harcasınlar. Silahlı Kuvvetler daha kuvvetli olsun. Başka ülkeler isteksiz. Para vermek istemiyorlar. Biz istiyoruz vermiyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir özne oldu. İlgi alanı, tesir alanı genişledi. Bunun tipik göstergelerinden bir tanesi tahıl koridoru. Rusya ve Ukrayna’yı masaya oturttuk. Ve 28 milyondan tondan fazla tahıl gereksinim sahibi ülkelere gitti. Bunu Türkiye yaptı. Artık burada kırgınlıklar, dargınlar, ufak tefek meseleler vardı. Ukraynalı Bakanı Kayseri’ye davet ettik. Kayseri’ye geldi. Burada bahisleri konuştuk, tartıştık.

Konuk Bakanı TOGG ile karşıladık. ‘Ben binmedim daha birinci kere sen biniyorsun’ dedim. Şad oldu.

Tahıl koridorunun uzatılma sıkıntısı var. Biz kurulan, işleyen sistem bozulmasın, bu istikrar devam etsin diye uğraş gösteriyoruz.

Uzamazsa şöyle bir kriz olur; tahıl fiyatları devamlı halde artar. İkincisi, yiyecek hususu gitmediği vakit Afrika’da açlık olur. Sonra açlığa bağlı siyasi istikrarsızlık başlar. Münasebetiyle bölgesel olarak ve global olarak önemli bir güvenlik sorunu ortaya çıkar. İstikrar bozulur.