Elektrikli Araç Motorlarının Sessiz Çalışması Nasıl Güvenlik Riskleri Yaratıyor?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İşte elektrikli araçların motorlarıyla ilgili en dikkat çeken mevzu bu: sessizlik!

Peki, neden bu sessizlik ve bu kadar sessiz olmaları bir güvenlik sorunu yaratıyor mu?

Elektrikli araçlar neden sessiz çalışıyor?

Elektrikli araçların motorlarında içten yanmalı motorlardan büsbütün farklı bir teknoloji kullanıyor. İçten yanmalı motorlar, yakıtın yanarak patlaması sonucu pistonları hareket ettiriyor. Bu da motorun çalışırken besbelli bir ses çıkarmasına neden oluyor.

Ancak elektrikli araçlarda durum farklı. Araçlar, elektrik motorlarıyla çalışıyor ve elektrik gücü direkt motora iletiliyor. Yani patlama yahut yanma süreci olmadığı için motorun ses çıkarma üzere bir durumu da kelam konusu olmuyor.

Bir diğer deyişle, elektrikli motorlar çok daha az hareketli kesime sahip. İçten yanmalı motorlarda daima çalışan ve birbirine sürtünen birçok parça varken, elektrikli motorlar direkt elektrik akımıyla sessizce dönüyor.

Bu da aracın hareket ederken sadece lastiklerin yolla temasından kaynaklanan hafif bir uğultu ve rüzgâr sesini duymanızı sağlıyor. Elektrikli araçların sağladığı bu sessizlik, birçok kişi için epey cazip bir özellik olsa da kimi güvenlik tasalarını de beraberinde getiriyor.

Sessizliğin riskleri neler?

Sessizlik, birinci başta avantaj üzere görünse de yaya güvenliği açısından kimi meselelere neden olabiliyor. Bilhassa görme engelli bireyler, bir aracın yaklaştığını anlamak için ekseriyetle motor sesine güvenirler.

Elektrikli araçların sessizliği, onların yolda fark edilmesini zorlaştırabiliyor ve kazaların artmasına yol açabiliyor. Ayrıyeten çocuklar ve yaşlılar da klâsik araç seslerini duyup kendilerini inançta hissettikleri için elektrikli araçların yaklaşımını fark etmekte zorlanabiliyorlar.

Bu telaşlar, dünya genelinde birçok ülkede fark edildi ve çeşitli düzenlemeler getirilmesine yol açtı. Örneğin Avrupa Birliği, 2019’da elektrikli araçların düşük süratlerde yapay motor sesi çıkarmasını zarurî kılan bir yasa çıkardı.

Benzer halde Amerika Birleşik Devletleri’nde de elektrikli araçların 20 km/s’nin altında seyrederken yapay bir ses çıkarması gerektiğine dair düzenlemeler mevcut. Ayrıyeten gerekli sesin minimum 56, azamî 75 desibel olması gerekiyor. Sesin de 2 metre aradan duyulması koşul.

Bu sesler, aracın suratına bağlı olarak değişen bir frekansta olacak halde tasarlandı. Böylelikle yayalar ve öteki yol kullanıcıları aracın suratını ve aralığını daha rahat anlayabiliyor.

Sessizliğinin avantajları da yok değil!

Sessizlik, güvenlik tasalarının yanı sıra büyük avantajlar da sunuyor. Kent ömrünün en büyük sorunlarından biri olan gürültü kirliliğini azaltmada elektrikli araçlar değerli rol oynuyor.

Yoğun trafikte her aracın motor sesini duyduğunuzu düşünün… Elektrikli araçlarla dolu bir dünya, kulağa daha huzurlu gelmiyor mu?

Ayrıca elektrikli araç sahipleri için bu sessizlik epey keyifli bir tecrübe de sunuyor. Bilhassa uzun seyahatlerde motor sesiyle rahatsız edilmeden sakin bir formda yol almak birçok şoför için büyük bir artı. Bu yüzden elektrikli araçlar, kent içi sessizliği ve sürüş konforu açısından oldukça tercih ediliyor.

Sessiz fakat inançlı bir gelecek mümkün mü?

Elektrikli araçların sessizliği birinci başta güvenlik açısından birtakım telaşlara yol açsa da bu sıkıntıya yönelik çeşitli tahliller geliştirilmeye başlandı.

Yapay ses teknolojileri ve düzenlemeler sayesinde bu araçlar hem sessizliğin getirdiği huzuru koruyacak hem de yaya güvenliğini sağlayacak formda geliştiriliyor.

Yayaların ve bisikletlilerin karşıdan gelen aracın yoluna çıkması durumuna karşı otomatik frenleme özelliği de artık birçok elektrikli araçta bulunuyor. Çarpışma Tedbire Sistemleri ve Otonom Acil Frenleme geliştirmeleri ile elektrikli araçların güvenlik riski de minimize ediliyor.

Bu içeriklerimizi de inceleyebilirsiniz: